Şarkı söylerken bizleri göğe çıkaran, o derinden gelen yanık sesiyle ruhumuza derman olan, çıkardığı albümleri milyonlar satan, aldığı ödüllerle kendisine altın plak kolesiyonu yapan, güzelliğiyle mankenlere taş çıkaran, saatlerce dinlesek de asla bıkmadığımız yaşadıklarıyla bizleri şaşkınlığa uğratan bir kadının hikayesi bu… Türkülerin kraliçesi yüksel özkasap 28 Aralık 1952 tarihinde Anadolu’nun kültür merkezi Malatya’da doğdu. Bağ, bahçe içindeki sıcacık bir evde mutlu bir çocukluk geçirdi. İlkokula Malatya’da başlasa da istanbul’da tamamladı. Babası bir deri tüccarıydı. İstanbulda bir erkek giyim magazası ve deri imalathanesi açtı. Bu yüzden tüm aile istanbul’a taşındı. Ancak işler babasının istediği gibi gitmeyince malatya ya yeninden dönüş yaptılar. Müziğe istanbul’da mandolin ders alarak başladı ama onun gerçek okulu babasına ait bir hayli geniş olan plak aşriviydi. Malatya nın büyük sanatkarlarından üstad fahri kayahan babasının sınıf arkadaşıydı. Fahri Kayahan ın tüm plakları babasında mevcuttu ve evde sık sık dinlenirdi. Yüksel Özkasap da o plakları dinleye dinleye eserleri ezberlemeye başladı. Babası farkında olmasa da onun plakları sayesinde evde bir sanatçı yetiştiriyordu. Yüksel Özkasap ilkokulu bitirdiğinde hayatında önemli bir yer eden teyzeni yeni evlenmişti. Teyzesi eşinin işi sebebiyle ankara taşındı. Yüksel i de onun yanına aradaş olarak gönderdileri. Ankara’ya gittiği yıl Ankara yeni mahalle kız lisesine başladı aynı yerde bir de gençlik korosu vardı. Oraya kaydını yaptırıp şan dersleri almaya başladı. Yuksel Özkasap büyüdükçe güzelleşiyor zaman geçtikçe de çevresindekilerin ilgisini daha fazla çekiyordu. İşte kendi güzelliğinin farkına vardığı o yıllarda sanatçı olmaya karar verdi. O zamanlarda hayran olduğu iki isim vardı bunlar fahri kayahan ve zeki mürendi. Bu kararından sonra memleket özlemiyle malatya ya geri döndü ancak çok değil 5 yıl sonra çok daha uzak diyarlara birdaha dönmemek üzere gidecek ve yerleşecekti. Malatya’ya döndükten sonra malatya ticaret lisesinde eğitimine devam etti. o sene malatya da radyo evi açılınca o da hemen kaydını yaptırdı. Yüksel Özkasap türk sanat müziğini çok seviyordu ancak radyodan hocası oktay özhan sesin türk halk müziğine daha yatkın, gırtlak nağmelerin çok güzel bunun için seni türk halk müziği bölümüne aldık deyince istemeyerek de olsa türk halk müziğ bölümüne devam etti. Aynı sene radyo da keman dersleri de almaya başladı. Okulunun bittiği yıl almanya da yaşayan kuzeni malatyaya ziyarete geldi. Kuzeni ona almanya ya gitmesini ve orada dil eğitimi almasını söyledi. babası önce bu duruma karşı çıksa da yüksel in ısrarlarına dayanamayıp kabul etti. 18 mart 1965 tarihinde kuzeniyle beraber almayan ya gitti. Ancak gurbet ona yaramamıştı. Türkiyeyi çok özlemişti ayrıca babasına da çok düşkün olduğu için büyük bir hasretlik çekiyordu. Ancak ne zaman türkiye ye dönmek istese ablası karşı çıkıyor ve dönmesini engelliyordu. Almanya gelişinin üçüncü ayında türkiye den konser için bir sanatçı grubu geldi. Grupta o dönemin önemli isimlerinden nezahat bayram ve ali ekber çiçek gibi önemli isimler vardı. O konser sırasında ali ekber çiçek ile tanıştı. Ona türkiye ye dönmek istediğini geliş sürecini ve burada yapamadığını anlattı. Ali ekber çiçekse ona şöyle dedi: Türkiye ye döndüğün zaman gel seni radyo ya alalım ve plak yapalım. Sesin çok güzel bu sesin suskun kalması büyük kayıp olur. Bu sözlerin üzerine sanatçı olmak fikri iyice pekişir aklında yüksel özkasap ın. Ertesi gün ali ekber çiçek ile buluşur ve o esnada acaba burada bir emisyon yapabilir miyiz fikri ortaya çıkar. Bu konuşmaların üzerine yüksel özkasap kendisini bir stüdyo da mikrofon önünde bulur. Ali ekber çiçek ve saz ekibiyle birlikte 3 adet plak doldurur. Bölylece profesyonel müzik hayatı başlamış olur. Köln de yayın yapan wdr radyosu onun okuduğu gülom ve ayrılık şarkısını sık sık çalmaya başlar. Orada yaşayan türkler bu radyo yu çok dinlerdi. Daha sonraki zamanlarda plakları basılıp afişleri asılmaya başlandı yüksel özkasap ın. Çıkardığı plaklar 6 ay da 150000 adet sattı. Plaklar çıktıktan 6 ay sonra yılmaz asöcal bir export firması açtı ve plakları burada da satılmaya başlandı. Bir yıl sonra ali ekber çiçek ve heyetini almanya davet etti yüksel özkasap. Ali ekber çiçek onun için şöyle demişti: Kızımızın şöhreti beni hudut kapısında karşıladı. Evet gerçekten de öyledi şöhreti gittikçe artıyordu yüksel özkasap ın. Ali ekber çiçek ve heyetiyle birlikte 8 plak daha okudu usta isim. Okuduğu plaklar içinde nasıl oldu yolum düştü kölne isimli plağı 1 yıl içinde 400 binden fazla sattı. Okuyuş tarzı insanın içini yakın muhteşem sesi ve o malatya ya has şivesiyle milyonların kalbini kazanmıştı yüksel özkasap. Cumaları imza günleri olurdu. #yükselözkasap #türksanatmüziği #türküler